23 Mart 2014 Pazar

NE GÜZEL MÜSLÜMANSIN SEN!

Bugün çok sinirliyim. Öyle böyle değil. Dünden geliyor sinirim.
Öncelikle bazı arkadaşlarımdan burada da yakınmıştım. İşte o arkadaşlarımla ortak arkadaşım olan başka bir kıza o sorunlarımı anlatmıştım. Canım hem sıkkındı hem de onlardan soğuduğumu onun da bana öneri vermesini istemiştim. Yani ne olup ne bittiğini biliyor. Ancak bu kızın da hareketleri sinirimi bozmaya başladı. Bu kız çok alıngan. Tamam ben de alınganım,yalan değil. Ancak her şeye de alındığını belli etmiyorum arkadaşlarıma. Bayıyor çünkü. Neyse bu her alındığını belli ediyor. :ok sıktı artık. Ki ben arkadaşlarıma çok kibar davranıyorum,kızgınlıklarımı bile belli etmiyorum. Birgün patlayacağım,gelmiş geçmiş bütün sinirimi çıkaracağım. Görecek alınmak neymiş. Bu kez gerçekten alınması gerekecek.
Sonra bu kız çok da nankör. Evet,kötü şeyler yaşadı. Ona asla lafım yok. Ancak ben de ona gerçekten kötü şeyler yaşadığımı söyledim,bu arkadaş olayları dışında. Öyleyse onun da bana saygılı davranması gerek.
Bu kız yurtta kalıyor ve bilgisayarı yok. Bizim ortak aldığımız bir dersten de öğretmen ödev veriyor. Bilgisayarda okulun sistemine yükleyeceğiz. Neyse,bilgisayarı olmadığını bildiğimden ben seninkini de yaparım,dedim.
Ancak,bunun sistemine girdiğimde sürekli sorun çıkıyor. Sayfa bomboş. Kaç kez denedim. Yarım saatten fazla yalnızca ödevi yüklemek için bekledim. Bir dakikayı almayan bir işlem.
Saat de geç oldu,artık yatacağım. Ben de ona Facebook'tan yazdım. Ben deniyorum,hala açılmadı seninki. Sen yarın okuldan yaparsın, diye. Facebook'ta geç saatlere dek durduğunu biliyorum. Ki okulun bilgisayarından yapabileceği halde ben iyilik olsun diye teklif ettim. Yaparım o sorun değil. Bu denli nankörlüğü bezdirdi.
Neyse 5 dakika sonra görüldü,yazısı çıktı. Ne bir sağ ol,ne bir tamam, ben yaparım, yazısı yok. Neyse kızdım. Çünkü o kadar uğraşmaya bir teşekkürü çok göre insanlar beni hep kızdırmıştır. Buna karşın ben yine ne olur ne olmaz diye denedim. Açıldı sistem. Ödevi yükledim. Ben de onun bir şey yapmasına gerek kalmadığını sistemin açıldığını söyledim. Yine bir beş dakika sonra falan görüldü,yazısı. Ama yine teşekkür yok!
Ve bu kaç kez oldu. Çünkü bu ödevle ilgili bir de iki hafta önce su sorun çıktı. Öğretmenin verdiği ödevin bir kısmından emin olamadım. Sordum onu da geçireyim mi,diye. Yine gördü,yine yazmıyor hanım! En sonunda ertesi gün okula gidince sordum.
Sonra kızımızın şu alınganlık huyu yüzünden ancak şakayla karışık sorabildim. Neden sürekli yanıt yazmıyorsun,diye. Neymiş sevgili durumu varmış. Kafası çok karışıkmış. Başlarım sana da sevgiline de ödevine de. Bir yanıt yazmamak için asla yeterli bir neden değil bu.
Ki kafası karışık falan da değil. Bildiğin atıyor. Çocukla yeni tanışıyorlar. Hiç de bir sorun yok. Hem iyi anlaşıyorlar hem de çocuğun bir kötülüğü yok. Neyin karışıklığı bu? Ki kafan karışık olsa da bana nankörlük yapmaya hakkın yok.
Gündüz sinirim buydu.
Akşamsa son dakikada yediğimiz gol sinirimi katladı. Üzüldüm. Bir de şuna üzüldüm:Ben takımım için bir şey yapamıyorum. Çıkıp ben mi oynayacağım? Takımı bu durumda görmek beni çok üzüyor. Ki Galatasaray'ımı benim bu yaşamda en değer verdiğim şeylerden biri.
Geceyi de pas geçmedik. Salt Atatürk'ü savunduğum için Müslümanlığıma söz söylediler. İnanabiliyor musunuz?
Atatürk mü Peygamberimiz mi,diyorlar ya! Ben onu öyle bir savunuyormuşum ki o durumda -peygamberimizden çok seviyormuşum gibi- gözüküyormuşum.
Ya sen kimsin ki benim dinime söz söylebiliyorsun? Bu mu senin Müslümanlığın? Sen çok üstün müsün ki başkasının dinine söz söyleyebilme hakkını kendinde görüyorsun? Çok Müslümansan saygılı davranacaksın. Laf başında dinden konuşur,dinimizin kurallarını ancak ibadetten ibaret görür,bir saygıyı çok görür.
Aynen böyle! Ne güzel Müslümanlık bu! Yürü kim tutar seni,tüm insanları Müslüman yaparsın bu aşkla. İki namaz kıldın diye kendini adam sanma. Kul hakkına da girme.
Ha bu arada Atatürk'e küfür ve iftira görevini yerine getirdiğine görse sen de gerçek(!) bir Müslümansın.
Alın Atatürk'ün günahlarını,alın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder