Gerçekler yüzüme çarparken ben kendime karşı savaş verdim. Gerçekleri duymamak için,onlara inanmak için çırpındım.
Beni bir savaş ortasında bırakmıştın. Yenilmiştim. Sana ve gerçeklere. Sana ve her şeye. Gerçekler bir bomba etkisi yaratırken asıl yaralanan ruhumdu.
Ruhumun canı yanıyordu. Gözlerim yanıyordu. Gözyaşlarımın kurumasına izin vermemeye yemin etmiştim sanki. Her bir damlanın içine neler gizliydi bir bilsen. Küçücük bir damla neler saklıyordu,nasıl ağırdı bir bilsen.
Sana söylemem gereken sözler. Belki de etmem gereken küfürler. Atmam gereken sert tokatlar.
En ufak bir kızgınlığım yoktu sana. Üzüldüğümü biliyordun sevgilim. Beni neden üzdün sevgilim? Benim yaşadıklarımı yaşama sevgilim. Sana da biri bunları yaşatmasın. Yaşattıklarını yaşama.
Bu savaşın barışı yoktu. Sonu olmadığı gibi. Yıkık ve mağlubum. Kayıbım,kayıplardayım. Kayboldum,uzaklardayım. Yolum yok,sana uzağım. Dahası yok,sensiz yaşıyorum. Başlattığın savaşın yıkıntıları arasında...
Boşluktayım,her adımda düşüyorum. Karanlıktayım,düşmanımı göremiyorum. Ve benliğinin ağırlığı altında eziliyorum. Güzel yüzüne karşı koyamıyorum. Ezici zaferini izliyorum gülümsemende. Meleklere yakışır gülümsemende,şeytandan aldığın güçle.
Bir hiç gibi yaşıyorum. Hiçken her şey sandım kendimi. Her şeyinim sanmıştım. Her şeyimi aldın. Hiçliğimi de al.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder