Sevmeniz gereken birinden nefret mi ediyorsunuz? Ya da nefret sözcüğü az kalır, ondan iğreniyor musunuz?
Öyleyse,benimle aynı duyguları paylaşıyorsunuz.
Siz ağlarken karşınızda kahkaha attı mı o ''sevmeniz gereken'' insan(!).
Öyleyse ondan nefret ettiğim için kendimi suçlayamam artık.
Öyleyse hiç uğraşamam onu sevmeye. Bir damla sevgimi hak etmiyor çünkü.
Onun yüzünden buradan gitmek istiyorum. Sonra geri dönmek istiyorum. Ancak,bilmesin nerede olduğumu,merak etsin ya da etmesin ben onu merak etmeyeceğim çünkü. Bir saniyemi hak etmiyor o çünkü.
Siz,sizi sevdiğini her bir sözüyle,davranışıyla belli etmesi gereken birisi için ''Neden her yaptığım ona batıyor?'' diye düşündünüz mü hiç?
Salt bazı kişilerden maddi olarak biraz daha iyi olduğunuz için ''şanslı'' sayıldınız mı?Oysa geceleri ağlayarak uyuyan,bu yüzden de gözleri şiş uyanan da bendim.
Kendi kendinizi avutmak durumunda kaldınız mı?
Salt ağlamamak için,''Üzülürsen saçlarında beyazlar çıkar,kırışıkların olur.'' diye saçma bahanelerle ağlamanızı durdurmaya çalıştınız mı?
''Bu son ağlayışım.'' olacak diye rahat rahat ağlamaya çalıştınız mı?
Cansızlardan,nesnelerden,insan olmayanlardan avuntu ürettiğiniz oldu mu? Ben sürekli yapıyorum bunu.
Her yaptığınızda bir açık bulundu mu? Kendinizi yabancı hissettiniz mi? ''Vadideki Zambak'' kitabını okuyan bilir. İşte oradaki çocuk gibi hissettiniz mi? Benim aklıma girmiş de yazmış sanki,dediniz mi o kitap için? Ben o kitabı okurken ağladım.
Şimdi yine kendimi avutacağım.Belki bir şarkıyla,ya da sokaktaki kedilerle,ya da bulacağım bir şey.
Yine gireceğim bu bloga. Unutmak için yazağım modayla,çizgi dizilerle ilgili bir şey. Ne unutturusa artık. Mutlu rolü üzerime yapıştı çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder