29 Mayıs 2013 Çarşamba

DÜŞLERİN İÇİNDE KAYBOLMAK

Hiç bir düşün içinde yaşıyor gibi hissettiniz mi kendinizi? Bir düşe kendinizi fazlasıyla kaptırıp,gerçek yaşamdan koptunuz mu?
Belki gereksinimlerim yaptırdı,belki de bugünü silen aklım. Ancak,bugünlerde tam anlamıyla böyleyim.
Sanki geleceği görüyorsun,geleceği bugüne getirmişsin,sürekli o anı yaşıyorsun. O uğruna delilikler yapabileceğin anı.
Sanki yıllardır beklediğim an avucumun içinde gibi. Sıkı sıkı tutsam bile parmaklarımın arasındaki küçücük boşluklardan hava gibi kaçabilecek ;çünkü gerçek değil. Yine de bedenimden daha gerçekçi geliyor bana.
Bazen düşünüyorum:Acaba bir insanın hissedebileceğinden daha mı çok istiyorum bu duyguları? Yaşanamayacak düzeyde mi yaşıyorum olmayan şeyleri?
Biri sizin yanınızda değilken ona sıkıca sarılmış gibi oldunuz mu? Gözlerinizi kapatıp,daha da kendisini de gördünüz mü? Düş gibi bulanık değil yalnız,başka.
Sanki geleceğimden bir an gelmiş,bunlar olacak,diyor.
Söz konusu düşlerse olanaksız yoktur. Elbette yazgı diye bir şey var. Bu öyle bir şey ki: Kapıyı açıp evinden çıkabilirsin değil mi? Olanağın var sonuçta. Yazgında yoksa o da olmaz yine de.
Yani kendimizi salt alın yazısına bağlarsak,hiçbir şey yapmayalım. Olacaksa olur, nasıl olsa.
Bu da ayrı bir korku meselesi. Gerçekten olanağın olur da,başına bir şey gelir yapamayabilirsin ya da yapacak gücün yoktur. Bunu yaşamak çok güç. Yeniden yaşamaktan korkuyorum. En çok korktuğum şeylerden biri bu. Bunu kabullenmek kolay değil.
Bazen hiçbir amacımı gerçekleştiremeyecekmişim gibi geliyor.Yaşlandığımda yalnız kalıp kendi kendime:''Niye yaşadın bugüne dek?Ne yaptın?'' demekten çok korkuyorum. Tutkular insanı alıp götürürler. Bir yere götüremeseler bile kalplerimizi alırlar,bir yere koyamayız kendimizi. En güzel yer bile eksiktir,düşlerimizden bir parça yoktur.
Tutkularımız bizi mutluluğa götürür umarım.
En güzel yerde,en güzel düşlerimizle yaşamak dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder