Geçen yıl üniversite arkadaşlarımla eğlenmek için buluşacaktık falan. Sonra bu buluşma sıradan bir buluşma değildi. Ben böyle şeylerin en iyi arkadaşlarla yapılacağını düşündüğüm için istemedim. İşimin olduğunu söyledim. Böyle bir bahaneyi saçma bulabilirlerdi o yüzden yalan söyledim. Bu olay da bir kez yaşanmadı.
O dediğim arkadaşımla ''Ay cicim,sen benim en iyi arkadaşımsın,canımsın,ölürüm.'' gibi sözlerimiz yoktu. Ancak, onun sözlerinden beni yakın gördüğünü,en yakın arkadaş gördüğünü anlamını çıkarmak yanlış da olmazdı. Ben de öyleydim. En iyi arkadaşımsını değişik biçimlerde söyluyorduk biz bence.
Ben arkadaş konusunda şanssızım. O yüzden arkadaşımın beni sırtımdan vurması incitmez beni. Alıştım. Ona da çok söyledim bunu. O ise çok iyi arkadaşlar edinmişti. Gerek şansı,gerekse bu konuda olan ''sevimli'' tavırlarıyla.
Bana sık sık eski arkaşlarından söz ederdi. Onları tam anlamıyla överdi. Bense o konu açıldığında rahatsız olsam da belli etmemeye çalışır,eski arkadaşlarımı çok sevmediğimi,çoğunu hiç özlemediğimi,onlardan kurtulduğum için sevindiğimi söylerdim... Bu konuşmalar sık sık yaşanmıştı. Onun bu arkadaşlarını anlatmaları. Benim gibi bu konuda sıkıntı yaşamış birine... Ben onun hiç kötü niyetli olduğunu düşünmedim. Onun iyi biri olmadığını da söylemem.
Okul,üniversite sınavları yüzünden çok az görüşür olduk. Ancak, arkadaşlığımız bundan kötü etkilenmek bir yana daha da iyiye gitti. Çünkü eski saçmalıklarımızı anlattık birbirimize,abarttığımız şeyleri,büyüttüğümüz tartışmaları.
Sonra aylar sonra tam anlamıyla bir buluşma yaptık. Konuştuk. Yine ''arkadaş'' konusu açıldı. Ben arkadaşımın arkadaşlarından sıkıldığımı gördüm. Ben çünkü üniversitede de iyi arkadaşlıklar edinemedim. Çok azı iyiydi benim için. Ben üniversiteden nefret ettiğim için,düşlerimden zaman olarak beni uzaklaştırdığını düşündüğüm için okul benim için bir zorunluluktu. Hiç arkadaş edinme çabam olmadı. Okul bittiği gibi hızlı adımlarla okuldan çıkardım, yolda da o arkadaşımla yaptığımız uzun yürüyüşleri anımsardım. Çok isterdim o anlara geri dönmeyi.
O yine ''aşırı iyi'' arkadaşlar edinmişti. Bana anlatmaya başladı ''sevimli'' dostlarını. Bense üniversitedeki çoğu arkadaşımı sevmediğimi,onlarla üniversiteden sonra görüşmeyi kesmeyi istediğimi söyledim. Benim sözüm kısaydı,konuşmak istemiyordum.
Onunsa arkadaşları anlatmakla bitecek gibi değildi.
Evet,ben sırf ona ihanet edecekmişim gibi hissettiğim için yapmadığım şeyleri o yeni,çok sevimli,biricik arkadaşlarıyla yapmıştı. Evet, bana anlattı. Bana anlata anlata bitiremedi.
Ben derslerimin güçlüğünden yakınırken,''O çok şükür benim derslerim iyi.'' dedi. Bölümünü de öve öve bitiremedi. Durumuna şükretmek güzel de,içinden yapaydın be kızım.
O an ondan soğudum. Çünkü artık yetişkin bir bireydik. Bazı şeyler büyünce bırakılır. Bazı şeyler en iyi arkadaşlarla yapılır.
Haftalar geçti. Bu olayı düşündüm. Baktım ki hala soğuğum ona karşı. Soğumamış duygularım. Baktım ki ben onun için lisede kalmışım en iyisi olarak. Belki de ben yanlış anladım. Bilemem,o da öyle anlatmasaydı duygularını abartmasaydı.
Sen de benim için en iyisi değilsin artık. Ben artık dost istemiyorum. Yalnızlık neden güzel bilir misiniz? Çünkü kimse sizi kandıramaz,bir şeylere inandıramaz.
Bilseydim o arkadaşlarımla eğlenirdim,içimden geçirmezdim seni. Yine de ben sana anlatmazdım yalnız,arkadaştan yana dertliysen. Dillendirmezdim, ikide bir aynı konuyu açmazdım.
Eğer çenen açılırsa da sen anlat,ben dinlemem bundan sonra.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder